Rüyalar ve Beklenmedik Yerler Arasında
Rhiannon Vojtko
25,162 Kelimeler
25,162 Kelimeler
Amerika'nın canlı kalbinde, on sekiz yaşındaki Isabella Zhao kendini duyguların ve hayatını değiştiren seçimlerin kasırgasında bulur. Babası Henry'nin iş yerinde fenalaşması ve hayat dolu kuzeni Marig old'la birlikte hastaneye koşturmasıyla hayatı çalkantılı bir hal alır. Isabella babasının kötüleşen sağlığıyla boğuşurken, onun beklentilerinin ve hayallerini gölgeleyen geleneksel cinsiyet görüşlerinin ağırlığıyla mücadele eder. Babasına olan sadakati ile yeni yeni filizlenmeye başlayan bağımsızlık arzusu arasında kalan Isabella, babasının sevgisine duyduğu hayranlık ve sınırlamalarına karşı duyduğu hayal kırıklığı gibi çelişkili duygularla baş başa kalır. Babasının bir oğul sahibi olma şansını kaçırdığı için duyduğu pişmanlıkla yüzleşen Isabella, beklenmedik bir şekilde bir parkta tanıştığı mücadeleci bir aktör olan Ben Rivers'ın dünyasına adım atar. Aralarındaki ani bağ, arkadaşlık ve daha derin bir şey arasındaki çizgileri bulanıklaştırarak mizah, kırılganlık ve çekimin hassas bir dansına dönüşür. Yine de, neşeli şakalaşmaların altında karanlık bir akıntı yatmaktadır -Ben'in kariyeri, çiçek açan ilişkilerine sızan iyi izlenen bir komplo tarafından sabote edilerek uçurumun kenarındadır. Isabella ve Ben kahkahaları ve samimi anları paylaşırken, çalkantılı bir dünyada birbirlerinin tesellisi olurlar. Ancak birlikte geçirdikleri her gün, riskler daha da artar. Isabella'nın Ben'e karşı büyüyen hisleri babasının geleneksel beklentilerine meydan okurken, Ben de kurdukları kırılgan bağı çözmekle tehdit eden geçmişinin şeytanlarıyla yüzleşir. Sırlar su yüzüne çıktığında ve sadakatler test edildiğinde, Isabella babasının hayat vizyonuna uyup uymayacağına ya da kendi mücadeleleri mutluluk şanslarını paramparça edebilecek Ben'in yanında kendi yolunu benimseyip benimsemeyeceğine karar vermelidir. Gerilim tırmanırken Isabella kendini keşfetme, romantizm ve hayallerinin peşinden cesurca gitme yolculuğuna sürüklenir. Beklentilere meydan okuyacak gücü bulabilecek midir, yoksa geleneklerin ağırlığı onu hiç beklemediği bir şekilde bağlayacak mıdır?