Kaderin Kapalı Kapıları Ardında

Görünüşün çoğu zaman aldatıcı olduğu bir dünyada, Sör Edward Blackwood kendini hiç seçmediği bir hayatın içinde kapana kısılmış bulur. Henüz tanışmadığı Leydi Isabella Hawthorne ile görücü usulü bir e vliliğe zorlanan Edward'ın uzun süreli bir yokluktan sonra eve dönüşü rahatsız edici koşullar altında gerçekleşir. Yolda ölmek üzere olan bir yabancıyla beklenmedik bir şekilde karşılaşması, Edward'ın hayatını Isabella'nınkiyle ikisinin de tahmin edemeyeceği şekilde iç içe geçiren kaderin bir cilvesine yol açar. Edward aile yükümlülükleri ve toplumsal beklentilerin karmaşıklığı arasında gezinirken, kaynayan gerilimler yeniden su yüzüne çıkar. Leydi Cecilia umutsuzca oğlu ve ihmal ettiği karısı arasındaki uçurumu kapatmaya çalışırken, Edward'ın annesiyle olan ilişkisi gerginleşir. Ailevi kargaşanın ortasında, Isabella gizemle örtülü bir figür olarak ortaya çıkar: kibar, mesafeli ve hayatlarına sonsuza dek damgasını vuran kazanın yaralarının yükü altındadır. Edward, annesinin onu Isabella'yla birleştirmek için bir plan yaptığını keşfettiğinde riskler daha da artar; üstelik bu sırada kendi görev duygusu ve süregelen kızgınlığıyla boğuşmaktadır. Geçmişten gelen sırlar su yüzüne çıkma tehdidinde bulunurken, Edward seçimlerinin sonuçlarıyla ve başlangıçta reddettiği bir kadınla kurduğu beklenmedik bağla yüzleşmek zorunda kalır. Keskin bir gerilim ve duygusal nüanslarla ilerleyen anlatı, zorunluluk, kimlik ve gerçek bağ arayışı temalarını irdeliyor. Edward sonunda kaçtığı hayata uyanacak mıdır, yoksa ailesinin arzularının esiri olarak kalmaya mahkûm mudur? Hikâye doruk noktasına doğru ilerlerken, aşkın ve sadakatin gerçek doğası sınanıyor ve okuyucuları entrika, kalp kırıklığı ve kurtuluş ihtimaliyle dolu büyüleyici bir yolculuğa sürüklüyor. ...